TORBA KANUN’ la Tüm Sorumlulukları TAŞERON’un üzerine Yükleme devrine SON

“Torba Yasa” olarak bilinen 6552 Sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun 11 Eylül 2014 Tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Birçok konuda yeni düzenlemeler içeren yasa özellikle iş ve sosyal güvenlik hukuku alanında olumlu gelişmelere neden olacak içeriğe sahip.

145 maddeden oluşan yasada Soma’da yaşanan feci iş kazasının önemli izleri yer alıyor. Maden işçilerine (yer altında çalışma şartını taşıyan işçilere) çalışma saatleri, aylık asgari kazanç ve kıdeme bağlı olmaksızın tazminat hakkı sağlanması bu yeniliklerden bazıları. Yeni düzenleme ile yer altında çalışan maden işçisinin 1 aylık çalışması dahi ona kıdem tazminatı talep etme hakkı sağlayacaktır.

Ayrıca linyit ve taşkömürü çıkarılan işyerlerinde yer altında çalışan işçilerin aylık ücretinin asgari ücretin iki katından aşağı olamayacağı düzenlenmiştir. (Madde:9)

Madencilik sektörüne yönelik bu düzenlemelerin birçok işletmenin işçilik maliyetini oldukça arttıracağı anlaşılıyor. Bu değişikliklerle uzun vadede madencilik sektöründeki işletmelerin profosyonelleşmesi, iş güvenliği hususundaki eksikliklerin giderilmesi ve işçilerin yaşam standartlarının yükseltilerek işyeri doyumunun arttırılması amaçlanmış. Ancak milli bir maden politikasının etkin bir şekilde geliştirilmesi ve iş güvenliği standartlarının en yüksek seviyeye taşınması ülke ekonomisi için çok önemli bir sorun.

Yasa ile taşeron işçilerinin işçilik alacaklarının ödenmesinde asıl işvereni de sorumlu kılan düzenleme yapılmıştır. Buna göre işçilere asıl işverene başvuru hakkı tanınmış, aynı zamanda asıl işverene işçi ücretlerinin ödenip ödenmediği hususunda denetim zorunluluğu getirilmiştir. Asıl işverenin bu denetimleri yapmaması veya başvuruya ragmen işçi ücretlerinin ödenmemesi halinde taşeronla birlikte sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Asıl işveren ve alt işveren ilişkilerinde işçilerin sosyal güvenlik haklarının yeterince korunamadığı ülkemizde bu düzenleme önemli bir ilk adımdır. Özellikle işçilerin asıl işverene yaptığı başvuruya ragmen netice alamamasından kaynaklanan ücret ihtilaflarında asıl işveren de alt işverenle birlikte sorumlu tutulabilecektir.

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 26. Maddesine eklenen fıkra ile sendikalara tüzüklerinde yer alması ve genel kurulda bu hususta karar çıkarma şartıyla nakitlerinin yüzde yirmibeşini aşmamak şartıyla işçilere karşılıksız yardımda bulunma amacıyla dayanışma ve yardım fonu kurma hakkı tanınmıştır.

Iş dünyasını ilgilendiren en önemli değişikliklerden birisi 31.12.2013 Tarihi ve öncesi döneme ait işveren tarafından ödenmesi gereken sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası ile özel kanunlardaki hükme istinaden Kurumca 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve damga vergisi borçlarından borç türü bazında borç asılları toplamı 100 Türk lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı gecikme cezası, gecikme zammı gibi ferî alacakların tahsilinden vazgeçilmiştir. Düzenleme işverene özellikle gecikme zammı ve alacağın ferileri yönünden büyük avantaj sağlamaktadır. Yüksek miktarlı borçların gecikme zammının silinmesi işvereni büyük bir yükten kurtarmaktadır.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.